Ana içeriğe atla

MISIR KOÇANKURDU (Sesamia nonagrioides Lef., S. cretica Led.)

MISIR KOÇANKURDU
(Sesamia nonagrioides Lef., S. cretica Led.)

Tanımı ve Yaşayışı
• Mısır koçan kurdu kelebeklerinin kanat açıklığı 28-33 mm, vücut uzunluğu 14-17 mm’dir.
• Ön kanatları genel olarak açık sütlü, kahverengimsi devetüyü veya sarımsı bej rengindedir. Arka kanatlar ise gümüşi beyaz veya ipeğimsi beyaz renktedir. Arka kanatlar dışa doğru hafif  koyulaşmaktadır.
• Baş ve bacaklar toprak rengine kaçan pembe-sarı tonda tüylerle kaplıdır. Bazı bireylerde bu renkler kızılımsı kahverengiye kadar dönüşebilmektedir.
• Yumurtalar alttan ve üstten içe doğru basık ve yassıdır. Dişiler yumurtalarını genellikle kümeler halinde bırakmaktadır. Yumurtalar ilk bırakıldıklarında açık krem renginde olup, daha sonra renk koyulaşır

• Larvanın boyu ortalama 30-35 mm’dir.
• Larvaların üst kısmı tipik pembe renkte ve tüysüzdür.
• Kelebekler ilkbaharda, mart sonundan itibaren görülmeye başlarlar.
• Bir dişi bir kaç kez olmak üzere 200–350 yumurta bırakır. Kelebeklerin ömrü ortalama 6–7 gündür.Yumurtadan çıkan larvalar bir iki gün toplu halde bulundukları ortam üzerinde beslendikten
sonra, yine bulundukları ortam üzerinden gövde veya koçan içine açtıkları deliklerden geçerler ve beslenirler.
• Zararlı kışı genellikle olgun larva halinde ana konukçuların gövdesi veya koçanlar içinde
geçirmektedir.
• Yurdumuzda Ege bölgesinde 3, Akdeniz bölgesinde ise 4-5 döl vermektedir.
Zarar Şekli
• Larvalar mısır bitkisinin fide döneminden başlayarak yaprak, gövde, koçan ve tepe püsküllerinde beslenerek zarar yaparlar.
• Mısır bitkisinin helezon dönemlerinde bulaşma olursa, gövde içinde beslenen larvalar, ileride gelişme konisinden çıkacak yaprakları da zarara uğratırlar.
• Mısır bitkilerinde yeni çıkan yapraklarda birbirine simetrik yenik delikler görülür.
• Yaprak kınından gövde içine giren larvalar buralarda galeriler açmak suretiyle zarar yaparlar.
Çıkarmış oldukları dışkı maddelerini (hızar talaşı gibi) de giriş deliklerinden dışarı atarlar.
• Koçanları saran yaprakların kınlarının iç yüzüne konan yumurtalardan çıkan larvalar ve diğer organlardaki larvalar beslenmelerini tamamlayarak koçan içine girerler. Burada süt olumundaki taneleri yiyerek beslenirler. Bu beslenmeleri esnasında aynen gövde olduğu gibi galeriler açarlar. Çıkardıkları dışkı maddeleri ile de bakteri faaliyetini artırarak tanelerin tümünün zarar görmesine sebep olurlar. • Koçandaki deliklerden koçan içine giren mantarlar, ürettikleri toksinler nedeniyle insan ve hayvan sağlığı için tehlike oluşturmaktadırlar.
• Mısır koçankurdu ile mücadele yapılmadığı takdirde %80’lere varan oranlarda ürün kaybı meydana gelebilir. Bu zararlının ülkemizde Akdeniz, Ege, Marmara ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki
mısır ekilişlerinde bulunduğu saptanmıştır.
Zararlı Olduğu Bitkiler:
Mısır, süpürge-darısı, sukamışı, kamış veya
kargı, çeltik, buğday, arpa, yulaf, kanyaş, hasırotu
ve süs bitkilerinden glayöldür.

Mücadele Yöntemleri:
Kültürel Önlemler
• Hasattan sonra arta kalan mısır sapları ve kökleri parçalanıp imha edilmeli,
• Tarla derin sürülerek bitki artıklarındaki kışlayan larvalar derine gömülmek
suretiyle ergin çıkışları önlenmeli,
• İkinci ürün mısırın mümkün olduğunca erken ekilmesi gerekir.
Biyolojik Mücadele
Ülkemizde yapılan çalışmalar sonucunda Mısır koçankurdunun bazı doğal
düşmanları tespit edilmiştir. Bunlar Telenomus busseolae ,Trichogramma evanescens dir. Mısır tarlalarında zararlılarla mücadele için gereksiz yapılan ilaçlamalar, doğal düşmanları olumsuz yönde etkilemekte ve doğal dengenin bozulmasına yol açtığından doğal düşmanların yoğun olduğu yerlerde kimyasal mücadeleden mümkün olduğunca kaçınılmalıdır.

Kimyasal Mücadele
Birinci ürün mısırda genellikle zararlı yoğunluğu düşük olduğundan ilaçlamaya gerek duyulmamaktadır. Ancak bulaşık bitki sayısı %5 ve üzerinde olması durumunda bu alanlarda kimyasal mücadele yapılır. Mısır Koçan Kurdu’na karşı uygulanan kimyasal mücadele koruyucu oldu ğundan mücadele zamanının tespiti çok önemlidir. Mısır ekilen sahalarda (ikinci ürün) bitki boyu 40–50 cm boya geldiğinde, ışık tuzaklarında yakalanan ergin sayısı 5–10 adet/hafta olduğunda, tarlalar haftada en az iki kez kontrol edilmek suretiyle ilk yumurtaların tespitine çalışılmalıdır. Yapılan kontrollerde ilk yumurtaların tespiti ile birlikte ilaçlamaya geçilmelidir. İlaçların etki süreleri dikkate alınarak 10 veya 15 gün ara ile 2 ya da 3 ilaçlama yapılmalıdır. Şeker mısırında, taze tüketim amacıyla kullanılan mısırlarda ve silajlık mısırlarda kesinlikle kimyasal mücadele uygulanmamalıdır.
Yeşil aksam ilaçlamasında, havanın serin ve sakin olduğu saatlerde sabah veya akşamüzeri kaplama şeklinde yapılması gerekmektedir. Granül ilaçlar bitkinin büyüme konisinden uygun şekilde verilir.
Kimyasal Mücadelede Kullanılacak İlaçlar ve Dozları: İl/ilçe Müdürlükleri ve reçete yazma yetkisi bulunan kişilerce belirlenmelidir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAMUKTA YEŞİLKURT, Helicoverpa armigera

PAMUKTA YEŞİLKURT, Helicoverpa armigera  Zararları Hastalık Tanımı Yeşil kurt kelebeklerinin kanat açıklığı 31-35 mm'dir. Erkek kelebeklerin ön kanatları grimsi - yeşil, yeşilimsi devetüyü veya zeytin yeşili renktedir. Dişinin ön kanatları ise turuncu - kahverengi, kırmızımsı - kahverengi veya tuğla kırmızısı renktedir. Yeşil kurt kelebeklerinin ön kanatları üzerinde biri böbrek diğeri daire şeklinde iki leke bulunmaktadır. Yumurta kubbe şeklinde ve beyaz, soluk sarımsı yeşil renktedir. Üstten alta doğru meridyene benzeyen sırt şeklindeki çıkıntılar tüm yumurta yüzeyini kaplarlar. Yumurtalar açılmaya yakın koyulaşır ve yumurta üzerinde enine bir band oluşur. Yumurta çapı ortalama 0.49 mm dir. Larva yumurtadan ilk çıktığında şeffaf, soluk grimsi yeşil renktedir. Baş ise koyu siyahımsı kahverengi renktedir. Dönemler ilerledikçe vücut üzerinde uzunlamasına bant şeklinde, değişik renk ve lekeleri de değişir. Son dönem larva yeşil, kahverengi veya turuncu rengin değişik tonl...

ÇELTİK YANIKLIK HASTALIĞI (Pyricularia oryzae )

ÇELTİK YANIKLIK HASTALIĞI (Pyricularia oryzae ) Hastalık Belirtisi Hastalık; bitkinin yaprak, yakacık, kın, boğum, salkım, salkım boğumu ve tane kavuzlarında görülür. Genellikle yaprak lekeleri Temmuz ayından itibaren görülmeye başlar. Bu lekeler iğ veya baklava dilimi şeklinde, iki ucu sivri, ortası gri-bej veya saman sarısı renkte olup etrafı kahverengi bir hale ile çevrilidir. • Lekelerin şekli, sayısı, büyüklüğü çeltik çeşidinin duyarlılığına, etmen ırkının hastalandırma yeteneğine ve hastalık gelişimi için çevre koşullarının uygunluğuna bağlı olarak değişir. Başlangıçta ayrı ayrı ve küçük olan lekeler daha sonra büyüyüp birleşerek yaprağın tamamen kurumasına neden olabilirler. • Hastalıklı yakacık, iplikle sıkılmış gibi bir görünüm alır. Yakacıktaki leke, yaprak kınına doğru uzanabilir. Kın üzerindeki lekeler yaprak ayasındakilerden farklıdır. Belirli bir şekilleri yoktur, uzunlamasına gelişirler. • Sap üzerinde ise yağ lekesini andıran belirtiler oluşur ve bu...