Ana içeriğe atla

BUĞDAY SÜRME HASTALIKLARI (Adi Sürme [Tilletia caries (DC.) Tul., T. foetida (Wallr.)Liro.] Cüce Sürme (T. contraversa Kühn.)


BUĞDAY SÜRME HASTALIKLARI (Adi Sürme [Tilletia caries (DC.) Tul., T. foetida (Wallr.)Liro.] Cüce Sürme (T. contraversa Kühn.)

1.  TANIMI VE YAŞAYIŞI


Sürme, Ülkemizde kör, karadoğu, karamuk gibi isimlerle de anılan bir başak hastalığıdır.
Adi Sürme hastalığını iki etmen oluşturur. Bunlardan biri Tilletia foetida(=leavis), diğeri ise Tilletia caries’dir. Cüce sürme hastalığını ise T.contraversa oluşturmak- tadır.
Bu türlerin hastalık belirtileri, biyolojileri ve mücadelesi birbirlerine benzemekte, ayrımları ise sporların (klamidospor) mikroskopta incelenmesi ile yapılmaktadır. T.foetida’nın sporları oval, düz ve kenarları kalın zarlıdır. T.caries’in sporları ise yuvarlak veya ovala yakın, üzeri bal peteği gibi desenli, kenarları düzgün dişlidir. T.contraversa’nın sporları ise daha çok T.caries’in sporlarına benzemekte, fakat etrafı narin bir zar ile kaplıdır.
Bu türlerin, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de buğday çeşitlerini hastalandırma gücü birbirinden farklı olan ırkları mevcuttur.
Buğday sürmesi enfeksiyonlarında ilk kaynak kör adı verilen hastalıklı tanelerdir. Hasat ve harman sırasında ezilen bu kör tanelerden çıkan sporlar sağlam tanelere ve toprağa bulaşır. Bulaşık tohumlar ekildiğinde, uygun koşullarda, tohumla beraber, sporlarda çimlenir ve oluşturdukları hif ile, tohumu koleoptilden enfekte eder. Böylece bitki bünyesine giren misel, onunla birlikte sistemik olarak gelişir ve çiçek devresinde başağa kadar ulaşır. Burada çoğalır ve tanenin içi Sürme sporları ile dolar.
Tohum üzerinde bulunan sporların enfeksiyonu yanında, toprağa karışanların da bitkiyi hastalandırması mümkündür. Ancak, bu durum Ülkemiz için önemli görülmemektedir.
Sürme sporlarının çimlenmesi için en uygun toprak nemi %23-30, enfeksiyon için ise toprak sıcaklığı 5-10°C’dir. Sürme sporları topraktaki canlılıklarını 3-5 yıl sürdürebilmektedir.

2.  BELİRTİLERİ, EKONOMİK ÖNEMİ VE YAYILIŞI

Hastalığa yakalanmış buğday bitkileri, başaklar süt olum dönemine gelinceye kadar sağlamlardan ayırt edilemezler. Tarlada hasta bitkiler, sağlamlara nazaran biraz kısa boyludur ve daha uzun süre yeşil kalırlar. Cüce sürmede boy kısalığı çok daha belirgindir. Hastalıklı başakların renkleri mavimtırak-yeşil olup sağlamlara nazaran daha hafif olduklarından dik dururlar. Buğday çeşitlerinin birçoğunda sürmeli başakların kavuzları açılarak kirli-gri renkte kör daneler görülür. Bazı çeşitlerde ise, bu daneler dıştan hiç belli olmaz. Bu nedenle pratik teşhis, kör danelerin parmaklar arasında ezilmesi ile olur. Parçalanan kör dane içinden fungusun kahverengi-siyah klamidosporları çıkar. Bunlar da içerdikleri “trimetil amin” maddesi nedeni ile balık kokusuna benzer koku yayarlar (Şekil 2).
Sürme hastalıkları dünyada ve ülkemizde buğday yetiştirilen her yere yayılmış olup, özellikle Cüce sürme Doğu Anadolu bölgesinde yaygın durumdadır. Sürekli olarak sertifikalı ve ilaçlı tohum kullanımıyla hastalık giderek azalmış ve halihazırda ekonomik anlamda zarar yapmamaktadır.

3. KONUKÇULARI
Sürme hastalığı etmenlerinin asıl konukçusu buğday (Triticum spp.) türleridir. Bunların dışında çavdar ve birçok yabani buğdaygil konukçuları arasındadır.
4. MÜCADELESİ
4.1. Kültürel Önlemler
Buğdayın ekim zamanı ile hastalık çıkışı arasında yakın bir ilişki vardır. Bu nedenle güzlük ekimler erken, yazlık ekimler ise mümkün olduğu kadar geç yapılmalıdır.
Sertifikalı ve ilaçlı tohum kullanılmalıdır.
4.2. Kimyasal Mücadele
Tohum ilaçlaması en etkin mücadele yöntemidir. Tohumun yetiştirildiği tarladaki hastalık oranı ve Sürme sporları ile bulaşıklılık derecesi ne olursa olsun, ilaçlanması gerekir. Çünkü tarlada çok az sürmeli dane bulunsa bile, harman sırasında sporlar sağlam tohumlara bulaşır. Bu nedenle, bir sürme sporunun uygun koşullarda bir bitkiyi hastalandırmaya yeterli olduğu dikkate alındığında, tohumluk mutlaka ilaçlanmalıdır.
4.2.1. İlaçlama zamanı
Tohumlar ekim öncesi, önerilen tohum ilaçlarından herhangi biri ile metoduna uygun olarak ilaçlanırlar.
4.2.2. Kullanılacak bitki koruma ürünleri ve dozları
Bakanlık tarafından yayınlanan “Bitki Koruma Ürünleri” kitabında tavsiye edilen bitki koruma ürünleri ve dozları kullanılır.
4.2.3. Kullanılacak alet ve makineler
Tohumlar ilaçlama sistemi bulunan selektörlerde veya ilaçlama bidonlarında ilaçlanmalıdır.
4.2.4. İlaçlama tekniği
Bitki koruma ürünü, tohum miktarına göre önerilen dozda kullanılmalıdır. Aksi halde düşük dozda etkisizlik ortaya çıkmakta, yüksek doz ise bazen tohum çimlenmesine olumsuz etki yapabilmektedir. Mümkün olduğunca yeni ilaçlanmış tohum kullanılmalıdır. Artan ilaçlanmış tohum var ise uygun depolama koşullarında depolanması halinde bir sonraki yıl kullanılabilir.
5. UYGULAMANIN DEĞERLENDİRİLMESİ
Sürme hastalıklarında değerlendirme, sarı olum döneminden hasada kadar yapıla- bilir. Bu dönemde yapılan kontrollerde, hastalıklı başak oranı %1 veya daha az olduğunda uygulama başarılı kabul edili

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAMUKTA YEŞİLKURT, Helicoverpa armigera

PAMUKTA YEŞİLKURT, Helicoverpa armigera  Zararları Hastalık Tanımı Yeşil kurt kelebeklerinin kanat açıklığı 31-35 mm'dir. Erkek kelebeklerin ön kanatları grimsi - yeşil, yeşilimsi devetüyü veya zeytin yeşili renktedir. Dişinin ön kanatları ise turuncu - kahverengi, kırmızımsı - kahverengi veya tuğla kırmızısı renktedir. Yeşil kurt kelebeklerinin ön kanatları üzerinde biri böbrek diğeri daire şeklinde iki leke bulunmaktadır. Yumurta kubbe şeklinde ve beyaz, soluk sarımsı yeşil renktedir. Üstten alta doğru meridyene benzeyen sırt şeklindeki çıkıntılar tüm yumurta yüzeyini kaplarlar. Yumurtalar açılmaya yakın koyulaşır ve yumurta üzerinde enine bir band oluşur. Yumurta çapı ortalama 0.49 mm dir. Larva yumurtadan ilk çıktığında şeffaf, soluk grimsi yeşil renktedir. Baş ise koyu siyahımsı kahverengi renktedir. Dönemler ilerledikçe vücut üzerinde uzunlamasına bant şeklinde, değişik renk ve lekeleri de değişir. Son dönem larva yeşil, kahverengi veya turuncu rengin değişik tonl...

ÇELTİK YANIKLIK HASTALIĞI (Pyricularia oryzae )

ÇELTİK YANIKLIK HASTALIĞI (Pyricularia oryzae ) Hastalık Belirtisi Hastalık; bitkinin yaprak, yakacık, kın, boğum, salkım, salkım boğumu ve tane kavuzlarında görülür. Genellikle yaprak lekeleri Temmuz ayından itibaren görülmeye başlar. Bu lekeler iğ veya baklava dilimi şeklinde, iki ucu sivri, ortası gri-bej veya saman sarısı renkte olup etrafı kahverengi bir hale ile çevrilidir. • Lekelerin şekli, sayısı, büyüklüğü çeltik çeşidinin duyarlılığına, etmen ırkının hastalandırma yeteneğine ve hastalık gelişimi için çevre koşullarının uygunluğuna bağlı olarak değişir. Başlangıçta ayrı ayrı ve küçük olan lekeler daha sonra büyüyüp birleşerek yaprağın tamamen kurumasına neden olabilirler. • Hastalıklı yakacık, iplikle sıkılmış gibi bir görünüm alır. Yakacıktaki leke, yaprak kınına doğru uzanabilir. Kın üzerindeki lekeler yaprak ayasındakilerden farklıdır. Belirli bir şekilleri yoktur, uzunlamasına gelişirler. • Sap üzerinde ise yağ lekesini andıran belirtiler oluşur ve bu...

MISIR KOÇANKURDU (Sesamia nonagrioides Lef., S. cretica Led.)

MISIR KOÇANKURDU ( Sesamia nonagrioides Lef., S. cretica Led.) Tanımı ve Yaşayışı • Mısır koçan kurdu kelebeklerinin kanat açıklığı 28-33 mm, vücut uzunluğu 14-17 mm’dir. • Ön kanatları genel olarak açık sütlü, kahverengimsi devetüyü veya sarımsı bej rengindedir. Arka kanatlar ise gümüşi beyaz veya ipeğimsi beyaz renktedir. Arka kanatlar dışa doğru hafif  koyulaşmaktadır. • Baş ve bacaklar toprak rengine kaçan pembe-sarı tonda tüylerle kaplıdır. Bazı bireylerde bu renkler kızılımsı kahverengiye kadar dönüşebilmektedir. • Yumurtalar alttan ve üstten içe doğru basık ve yassıdır. Dişiler yumurtalarını genellikle kümeler halinde bırakmaktadır. Yumurtalar ilk bırakıldıklarında açık krem renginde olup, daha sonra renk koyulaşır • Larvanın boyu ortalama 30-35 mm’dir. • Larvaların üst kısmı tipik pembe renkte ve tüysüzdür. • Kelebekler ilkbaharda, mart sonundan itibaren görülmeye başlarlar. • Bir dişi bir kaç kez olmak üzere 200–350 yumurta bırakır. Kelebeklerin ömrü orta...