Ana içeriğe atla

EVDE LİMON YETİŞTİRME

Evde Limon Yetiştiriciliği
EKOLOJİK İSTEKLERİ
Limon yetiştiriciliği, yoğun olarak emek-sermaye ve zaman ister; bu yüzden ekoloji, bahçe planlaması ve çeşit seçimi çok iyi planlanmalıdır. Bir limon bahçesinin oluşturulmasında birinci adım, çevreyle ilgili özelliklerin tespitidir. Ekoloji denildiğinde iklim ve toprak özellikleri anlaşılmaktadır. 
İklim İsteği: Turunçgil ağaçlarının gelişimini ve meyve özelliklerini etkileyen iklim faktörleri sıcaklık, don, ışık, nem ve gün uzunluğudur. Yetiştiriliciği olumsuz yönde etkileyen faktörler ise düşük sıcaklıklar,kurak rüzgarlar ve nisbi rutubettir. Limon yetiştiriciliğini sınırlayan en önemli iklim olayı, düşük sıcaklıklardır. Düşük sıcaklıklar, limonlarda meyve kalitesi ve verimliliği olumsuz etkiler. Limon ağaçları 0°C altında zarar görürler. Zararın şiddeti don olayının süresine donun hangi dönemde olduğuna, ağacın beslenme ve su durumuna, anaç özelliklerine, toprağın işlenme durumuna bağlıdır. Ağaç üzerinde meyve varsa daha daha hızlı donma olur. Don olayı ağacın yaşına ve vegetasyonda olması durumuna göre değişik derecede etkili olur. Turunçgiller için büyüme sıcaklığı 12.8 derece olarak kabul edilir. Turunçgillerin toprak üstü organlarının faaliyeti bu sıcaklık noktasından itibaren başlar. Bu nokta portakal, turunç ve mandarin grubu için geçerli sayılabilir. Fakat düşük sıcaklıklara duyarlı türlerde büyüme sıcaklığı daha düşük derecelerde seyreder. Limonlarda bu nokta 6-7 derece civarındadır. Ayrıca limonlarda diğer turunçgillerden farklı olarak sıcaklık toplamı isteği yoktur. Turunçgiller içinde; yüksek sıcaklıklara en duyarlı tür limonlardır. 30-32 derecelerde gelişme ve büyüme yavaşlar. 38-39 derecelerde ise büyüme ve gelişme neredeyse durur. Diğer önemli iklim faktörü, rüzgârdır. Rüzgâr, hem şiddetiyle hem de soğukluğuyla turunçgillerin tümüne zararlanmalar verir. Sıcak rüzgarlarla aşırı su kaybı sonucu yaprak ölümü diğer durumlarda ise doku yaralanması sonucu meyvelerde bereler oluşur. Şiddetli rüzgârlardan korunmak için, bahçenin kenarına rüzgarkıranlar dikilmelidir; bunun için, yayvan ve dikine gelişen serviler tercih edilmelidir. Nisbi rutubet oranı da meyve döküm ve kalitesini etkiler. Ülkemizde kasım aylarında bahçelerde belli bir nem oluşur. Kuru rüzgarlar nedeniyle yazın ve sonbahar başlangıcında bahçelerde sulama yapılması çok önemlidir. Ayrıca denize yakınlık uzaklık hava oransal nemini etkilemektedir. Hava oransal neminin % 60-70 dolayında olması verim ve kaliteyi olumlu yönde etkilemektedir. Bu değerin düşük olması meyve kabuklarında kabalaşmaya neden olurken, yüksek olması ise özellikle mantarsal hastalıkların gelişimini teşvik etmektedir. Ülkemizde limonlar Akdeniz ve Ege Bölgelerindeki, iklim şartlarının uygun olduğu alanlarda yetiştirilir. Limonlar yazları ılık ve nemli, kışları ılık olan yerleri isterler. Bu anlamda Finike, Silifke, Erdemli ve Mersin limon ekolojisine sahip bölgelerdir. 

Toprak İsteği: Limon fidanlarının dikiminden önce araziden 120 cm derinliğe kadar toprak örneği alınmalı analiz ettirilmelidir. Bahçe tesis edilecek yerin toprak derinliği en az 1,5-2 m olmalıdır. Limonlarda emici köklerin % 85–90 kadarı toprağın 0.90 cm’ lik katmanında bulunur. Genel olarak saçak kökler 5-120 cm’de bulunur. Limon kökleri yüksek oranda oksijen ister ve havasızlığa çok duyarlıdır. Bu sebeple toprak, iyi havalanan süzek bir özellikte olmalıdır. Limonların etkili kök derinliği 30-90 cm’ dir. Toprağın havalanma miktarı düştükçe kökler toprak yüzeyine doğru çıkar. Limon kökleri; çok elverişli toprak koşulları ve anaçlara bağlı olarak yatay biçimde 7,5 m uzaklığa kadar yayılabilir. Tüm turunçgiller gibi limon ağaçları da en iyi,bol humuslu derin süzek, kumlu-tınlı ya da killi tınlı topraklarda yetiştirilir. Hafif ve orta ağır yapıda, iyi drene olabilen, gevşek, kumlu, kumlutınlı, tınlı, killi tınlı yapıdaki topraklardır. Taban suyu yüksek, ağır bünyeli ve fazla kireçli topraklar limonlar için tercih edilmemelidir. Topraktaki kireç miktarı yetiştiricilikte çok önemlidir. Kireç oranının %5’in üzerinde olması P, Fe gibi elementlerin alımını büyük oranda etkilemekte ve noksanlıklarına sebep olmaktadır. Bahçe kurulacak toprağın fizksel nitelikleri; Toprak pH’ sı 5,5 - 6 civarında hafif asit veya nötr yada hafif alkali olmalıdır. Kil oranı %20’yi geçmemeli, kum oranı %50, tın oranı %20 civarında olmalıdır. Toprağın geçirgenliği 10-20 cm/saat olmalıdır. Bu değer fazla olursa toprak çok süzek olacağından besin maddeleri ve gübreler kolayca yıkanacak ve yararı kalmayacaktır. Topraktaki gözenek oranı %10’ un altına düşmemelidir, düşer ise toprak havalanamaz. Limonlar için topraktaki tuz miktarı % 0,30’u geçmemelidir. Yetersiz drenaj ve yanlış sulama tuzluluğu teşvik etmektedir. 

DİKİM SONRASI KÜLTÜREL BAKIM İŞLEMLERİ

Fidanların korunması: Fidan dikiminden sonra dengeli ve sağlam bir taç oluşturmak amacıyla 60-80 cm’ den tepe kesimi yapılmalıdır. Taçlandırılmış fidanların dikiminde ise tacı oluşturması için bırakılan dallarda uç kesimi şeklinde kısaltma yapılır. Sonbahar dikimi yapılan bahçelerde genç fidanların gövdelerini kış soğuklarından korumak için yağlı kağıtlar sarılması yararlı olacaktır. İlkbahar dikimi yapılan bahçelerde ise dikimden sonra yaza girerken fidanların gövde kısımlarını güneş zararlanmalarından korumak için kireçle badana yapılması zararı azaltacaktır.

Sulama: Sulama verim ve kaliteyi etkileyen çevresel faktörlerden biridir. Yeterli ve uygun şekilde yapılmalıdır. Turunçgiller içinde en çok su isteyen tür limonlardır. Bahçede iyi bir sulama yapılabilmesi için uygun su kaynağı olması, suyun dikkatli ve kontrollü kullanılması ve fazla suyun sulamadan sonra drene edilmesi gereklidir. Sulama aralıkları iklim, sulama zamanı, sulama şekli, ağacın yaşı gibi faktörlere göre değişir. Sulama zamanını anlamak için ağacın genel solgunluk durumuna, toprak nemine bakılır ya da tansiyometre kullanılır. Dikimden sonra fidanlar tamamen tutuncaya kadar toprak özelliği de dikkate alınarak 10-15 günde bir sulanma yapılmalıdır. Büyük ağaçlarda sulama yaz aylarının sıcak geçtiği tarihlerde yapılır. Sulama aralıklarının tespitinde havanın kuraklık durumu ve toprak yapısı dikkate alınmalıdır. Nisan-Mayıs aylarında başlayan sulamalar, havaların çok sıcak seyrettiği Temmuz ve Ağustos aylarında daha sık aralıklarla yapılmalıdır. İklime bağlı olarak yapılan sulamalar Ekim-Kasım aylarına kadar devam eder. Limonlarda 15 ile 35 gün arasıyla yapılacak yüzey sulaması genellikle yeterli olmaktadır.

Limonların sulanmasında yapılan en önemli hata, göllendirme şeklinde yapılan salma sulama uygulamasıdır. Bu şekilde yapılan sulamalarda ağaçların gövdesinin ve kök boğazının ıslanması sebebi ile zamklama vb. hastalıklara zemin hazırlanmakta; özellikle ağır topraklı bahçelerde köklerin havasız kalmasına sebep olunmaktadır. Ağacın gövdesine özellikle de kök boğazına suyun temas ettiği sulama şekilleri tercih edilmemelidir.

1. Karık sulama: En çok kullanılan sulama sistemidir. Eğimi % 0.2-2 arasında değişen bahçelerde uygulanır. Karığın sıklığı, boyu ve yapısı toprak tipine göre değişir. Klasik karık sisteminde, ağacın büyüklüğüne göre tacın hemen dışına çift kulaklı lister pulluğu ile ikili karık çekilir. Ağaçlar büyüdükçe sıra aralarındaki karık sayısı tamamlanarak teke inip geniş karık şeklini alır. Karık sulama sırasında su akarken yavaş akmalıdır. Hızlı akarsa su toprağın derinliğine kadar etkili olamaz. Sulama suyu, karığı 1 günde geçecek şekilde verilmelidir. Bu sulamada sadece karıklara su verildiğinden diğer kısımları kuru kalacak ve bu kısımlarda yabancı ot gelişimi olmayacaktır.

2. Damla sulama: Verim, kalite ve yabancı ot kontrolü açısından en uygun sulama sistemidir. Damla sulamayla ağaçların kök çevresine su uygulanmakta olup diğer sulama şekillerine göre daha az su kullanımı, iş gücü gerektirmemesi ve gübrelerin kolay verilmesi sebebiyle tercih edilen bir sistemdir. Yabancı ot mücadelesi sadece damla sulama uygulanan kısımlarda yapılır. Yeni kurulacak bahçelerde mutlaka damla sulama sistemi tercih edilmelidir.

3. Yağmurlama: Yeterli su bulunmayan, yüzey sulamanın yapılamadığı yerlerde uygulanır. Sulama yönteminde su, arazi yüzeyine belirli aralıklarla yerleştirilen yağmurlama başlıklarından, belirli basınç altında püskürtülerek verilir. Yağmurlama sulama, limon yetiştiriciliğinde çok nadir kullanılan bir yöntemdir. Özellikle yetişkin bahçelerde hiç kullanılmamalıdır; çünkü bu yöntem, yaprak ve gövde hastalıklarına neden olur. Yağmurlama; yeni tesis edilmiş bahçelerde ve fidanlarda kullanılabilir.

4.Ağaç altından sulamada: Özel olarak yapılmış küçük yağmurlama başlıkları kullanılmaktadır. Bu sistemde ağaç sıralarına yüzeye serili polietilen lateral boru hattı döşenir ve her ağacın altına küçük bir yağmurlama başlığı yerleştirilir. Sulama sezonu sonunda toprak yüzeyine serili lateral boru hatlarıyla yağmurlama başlıkları toplanır. Bu sistemlerde işletme basıncı ortalama 1-2 atmosferdir. Bir yağmurlama başlığı yaklaşık bir ağaç tacının çapı kadar bir alanı ıslatır.

Zararlılar ve Mücadelesi: Limon bahçelerinde, yetiştiriciliği olumsuz yönde etkileyecek; çok sayıda hastalık, zararlı, nematod ve yabancı ot türü tespit edilmiştir. Bunlardan bir kısmı ekonomik zarar oluşturmakta diğer bir kısmı ise potansiyel zararlı durumundadır. Ekonomik zarar oluşturanları baskı altında tutmak ve potansiyel zararlıları ana zararlı durumuna getirmemek için uygun mücadele yöntemleri kullanılması tavsiye edilir. Herhangi bir zararlı, hastalık veya yabancı otun miktarının Ekonomik Zarar Eşiğine ulaşıp ulaşmadığını yani mücadeleye başlanması gerekip gerekmediğini tespit edebilmek için yapılan yöntemlere Örnekleme ve Kontrol Yöntemleri denir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAMUKTA YEŞİLKURT, Helicoverpa armigera

PAMUKTA YEŞİLKURT, Helicoverpa armigera  Zararları Hastalık Tanımı Yeşil kurt kelebeklerinin kanat açıklığı 31-35 mm'dir. Erkek kelebeklerin ön kanatları grimsi - yeşil, yeşilimsi devetüyü veya zeytin yeşili renktedir. Dişinin ön kanatları ise turuncu - kahverengi, kırmızımsı - kahverengi veya tuğla kırmızısı renktedir. Yeşil kurt kelebeklerinin ön kanatları üzerinde biri böbrek diğeri daire şeklinde iki leke bulunmaktadır. Yumurta kubbe şeklinde ve beyaz, soluk sarımsı yeşil renktedir. Üstten alta doğru meridyene benzeyen sırt şeklindeki çıkıntılar tüm yumurta yüzeyini kaplarlar. Yumurtalar açılmaya yakın koyulaşır ve yumurta üzerinde enine bir band oluşur. Yumurta çapı ortalama 0.49 mm dir. Larva yumurtadan ilk çıktığında şeffaf, soluk grimsi yeşil renktedir. Baş ise koyu siyahımsı kahverengi renktedir. Dönemler ilerledikçe vücut üzerinde uzunlamasına bant şeklinde, değişik renk ve lekeleri de değişir. Son dönem larva yeşil, kahverengi veya turuncu rengin değişik tonl...

ÇELTİK YANIKLIK HASTALIĞI (Pyricularia oryzae )

ÇELTİK YANIKLIK HASTALIĞI (Pyricularia oryzae ) Hastalık Belirtisi Hastalık; bitkinin yaprak, yakacık, kın, boğum, salkım, salkım boğumu ve tane kavuzlarında görülür. Genellikle yaprak lekeleri Temmuz ayından itibaren görülmeye başlar. Bu lekeler iğ veya baklava dilimi şeklinde, iki ucu sivri, ortası gri-bej veya saman sarısı renkte olup etrafı kahverengi bir hale ile çevrilidir. • Lekelerin şekli, sayısı, büyüklüğü çeltik çeşidinin duyarlılığına, etmen ırkının hastalandırma yeteneğine ve hastalık gelişimi için çevre koşullarının uygunluğuna bağlı olarak değişir. Başlangıçta ayrı ayrı ve küçük olan lekeler daha sonra büyüyüp birleşerek yaprağın tamamen kurumasına neden olabilirler. • Hastalıklı yakacık, iplikle sıkılmış gibi bir görünüm alır. Yakacıktaki leke, yaprak kınına doğru uzanabilir. Kın üzerindeki lekeler yaprak ayasındakilerden farklıdır. Belirli bir şekilleri yoktur, uzunlamasına gelişirler. • Sap üzerinde ise yağ lekesini andıran belirtiler oluşur ve bu...

MISIR KOÇANKURDU (Sesamia nonagrioides Lef., S. cretica Led.)

MISIR KOÇANKURDU ( Sesamia nonagrioides Lef., S. cretica Led.) Tanımı ve Yaşayışı • Mısır koçan kurdu kelebeklerinin kanat açıklığı 28-33 mm, vücut uzunluğu 14-17 mm’dir. • Ön kanatları genel olarak açık sütlü, kahverengimsi devetüyü veya sarımsı bej rengindedir. Arka kanatlar ise gümüşi beyaz veya ipeğimsi beyaz renktedir. Arka kanatlar dışa doğru hafif  koyulaşmaktadır. • Baş ve bacaklar toprak rengine kaçan pembe-sarı tonda tüylerle kaplıdır. Bazı bireylerde bu renkler kızılımsı kahverengiye kadar dönüşebilmektedir. • Yumurtalar alttan ve üstten içe doğru basık ve yassıdır. Dişiler yumurtalarını genellikle kümeler halinde bırakmaktadır. Yumurtalar ilk bırakıldıklarında açık krem renginde olup, daha sonra renk koyulaşır • Larvanın boyu ortalama 30-35 mm’dir. • Larvaların üst kısmı tipik pembe renkte ve tüysüzdür. • Kelebekler ilkbaharda, mart sonundan itibaren görülmeye başlarlar. • Bir dişi bir kaç kez olmak üzere 200–350 yumurta bırakır. Kelebeklerin ömrü orta...